06.11.2025
“ESKİŞEHİR’İ NASIL YÖNETİYORSAK TÜRKİYE’Yİ DE ÖYLE YÖNETECEĞİZ”
“BİZİM BELEDİYECİLİĞİMİZ, KENTE KENDİ EVİ, BÜYÜKLERE ANA - BABASI, ÇOCUKLARA EVLADI GİBİ BAKAN BELEDİYECİLİKTİR”
“BİZİM YAPTIĞIMIZ BELEDİYECİLİK HALKÇI BELEDİYECİLİKTİR, FERDİ ZEYREK’İ GÖNÜLLERE SOKAN DA ESKİŞEHİR’İ TÜRKİYE’NİN GÖZBEBEĞİ YAPAN DA BUDUR”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Eskişehir’de Tepebaşı Belediyesi Ferdi Zeyrek Yaşam Merkezi açılış törenine katıldı. Burada konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, “Eskişehir benim için böyle gelirken koşa koşa geldiğim bir yer. Dönerken ayaklarımın geri geri gittiği bir yer. Gurur duyduğumuz bir kent. Yılmaz Hocamızın hem rektör olarak, hem Büyükşehir Belediye Başkanı olarak 25 yıl boyunca emek verdiği, yine çok başarılı belediye başkanlarımızın olduğu Tepebaşı ve Odunpazarı’nda iki kıymetli merkez ilçe belediye başkanımızın olduğu, bunun yanında Alpu’da, Beylikova’da, Çifteler’de, Mahmudiye’de, Seyitgazi’de, Sivrihisar’da bu son dönem belediyeleri kazandığımız, bayrak yarışında bayrağı bir Cumhuriyet kadınına, hocamızın emin ellere teslim ettiği Sevgili Ayşe Ünlüce’nin Türkiye’ye örnek bir büyükşehir belediye başkanı olarak görev yaptığı bir yerdeyiz. Genç bir il başkanımız, dinamik bir örgütümüz, birbirinden çalışkan Eskişehir’e hizmet için Ankara’da, Eskişehir’de koşan, Türkiye’de verilen görevlere koşan üç kıymetli milletvekilimizin olduğu bir yer” dedi. Özel şöyle devam etti:
“SOSYAL DEMOKRAT BELEDİYECİLİKLE GURUR DUYDUK”
“Emek verdiğimiz ama emeklerimizin karşılığını da aldığımız bir kentteyiz. Son yerel seçimlerde Eskişehir’de gerçekten zoru başardık. Bir efsanenin görevi bırakıp yerine bir başka adayın, bir kadın adayın yarıştığı bir seçimde Ayşe Hanım’ı ve değerli başkanlarımızı sizlere emanet ettik. Sizler de sağ olun, var olun, eksik olmayın bu emanete sahip çıktınız. 2023 yılında seçimlerde ittifak oylarımızla seçilen birinin AK Parti’ye geçişini, bu Eskişehir’in o kıymetli muhalefete destek ya da ‘İktidar olsun artık Cumhuriyet Halk Partisi ve ittifak ortakları’ diye verdiği oyların AK Parti’ye gidişini, sonra oradan karşımıza belediye başkan adayı olarak çıkışını, sonra o tuhaf süreçten sonra şimdi ticaretine ticaret katışını, çalıştırdığı yabancı işçileri, ‘Yabancı işçi yüzde 20’den yüzde 40’a çıksın, Eskişehir’deki gençler yerine yurtdışından getirdiğim işçiler çalışsın’ deyişini, Eskişehir dikkatle takip ediyor. Benim çok sevdiğim bir söz var. ‘Bildiğimiz gibi. Biraz daha ustalaştı taşı kırmakta, dostu düşmanı birbirinden ayırmakta.’ Bu yüzden biz Eskişehir’de, ‘Eskişehir’i nasıl yönetiyorsak Türkiye’yi de öyle yöneteceğiz’ diye yürüdüğümüz yolda bugün hep birlikte iki güzel programdayız. Sabah erken saatlerde YÖK’ün kuruluş yıldönümünde CHP iktidarında YÖK’ün nasıl yok edilip yerine özgür, demokratik bir üniversite kurulacağını, nasıl üniversite eğitiminin modern, çağdaş, ücretsiz en iyi şekilde verileceğini, hocasından öğrencisine herkesin nasıl özgürleşeceğini, öğrenciler için nasıl bir Türkiye vadettiğimizi konuştuk. Sonra arada öğle yemeğinde Sevgili Ahmet Ataç bizi Gökkuşağı Kafe’ye götürdü. Orada bize yemeklerimizi her birisi engelli olan, down sendromlu olan, çeşitli rahatsızlıkları olan kardeşlerimiz servis ettiler. Onların eğitilmediklerinde, ellerinden tutulmadıklarında evlerinin bir köşesinde nasıl hayata küseceklerken nasıl gözlerinin içinin pırıl pırıl parladığını, nasıl yeteneklerinin geliştiğini, nasıl topluma kazandırıldıklarını gördük. Bir kez daha sosyal belediyecilikle, sosyal demokrat belediyecilikle gurur duyduk.”
“AHMET BAŞKAN 2,5 MİLYON METREKARE YEŞİL ALAN KAZANDIRDI”
“Bugün beş kez seçilen, son seçiminde ittifaksız yüzde 53 oyla seçilen Ahmet Ataç’ın misafiriyiz hep birlikte. Ve Ahmet Ataç enteresan bir belediye başkanı. Yani Eskişehir’deki tüm belediye başkanları emekleriyle ve rekorlarıyla göz dolduran, her yerde örnek gösterdiğimiz belediye başkanları. Ahmet Ataç 21 yılda 1 milyon ton asfalt dökmüş. Ben rakamı görünce kontrol ettirdim sıfır hatası var mı diye. Diyorum ki ‘Ton zaten bin kilo, bir milyon ton değildir o. Bin tondur, bir milyon kilodur’ falan. Beş kere kontrol ettiler dediler ki ‘Bir milyon ton asfalt dökmüş.’ İlçeye 2,5 milyon metrekare yeşil alan kazandırmış. Türkiye genelinde korkunç ilçeler var. Mesela Esenyurt ilçesini AK Parti’den devraldığımızda 0.5 metrekare yeşil alan vardı Esenyurt’ta. Şimdi Ahmet Özer’in ilk hızlı gayretleri ile 0.8 oldu, bir metrekareye çıksın. Ahmet Özer’in beş yıl sonra da iki metrekare yeşil alan hedefi vardı, onu anlatıyordu. Nasıl tutturacak, uğraşıyor. Burada CHP belediyeciliğinde Tepebaşı’ndaki yeşil alan kişi başına 12,5 metrekare. Öyle bir ilçeden bahsediyorum. Öğrencilerden, yaş almış yurttaşlarımıza kadar belediyeciliğin en iyi örneklerinin gösterildiği bir yerdeyiz. Geçen hafta Türkiye’nin ilk kent berberi açıldı. İki ayrı yerde engelliler montaj atölyeleri var. Biliyorum, görmüşlüğüm var. Bu iki merkezde gözümün önünde tüp başı monte ediyorlardı bir ara. 20 milyon adet montaj yapmıştı engelli, down sendromlu kardeşlerim. Ve el becerileri, dolayısıyla zihinsel yetkinlikleri gelişiyor, topluma kazandırılıyor. Her birisinin örnek bir sürü icraati var.”
“ÇOK ÖNEMLİ EKSİKLİKLER GİDERİLDİ”
“Bugün de örnek işlerden bir tanesini açmaya geldik. Biraz önce kendisi ayrı ayrı anlattı. Zaten tanıklığımız var belde evlerinin çok değerli komşuları, belde evinin gelip orada hizmet alan kadınları biz hemen her salı Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ağırlıyoruz. Yıllardır oluyor bu. Şimdiye kadar 30 bin Eskişehirli kadın, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne geldi, gezdi, gördü, bizi tanıdı. Kemal Bey’le benimle fotoğraf çektirdiler. Böyle işler yapılıyor oralarda. Başkan diş hekimi olduğu için çocuk ağız ve diş sağlığı polikliniği, yine İki Elin Sesi Var Çocuk ve Gençlik Senfoni Orkestrası gibi muhteşem işler. Şimdi bir yaşam merkezinde kendilerine daha rahat çalışma alanları bulacak, daha yeni çalışma alanları bulacak. Dil terapisi, konuşma terapisi gibi çok önemli eksikliklerin giderildiği meseleler bunlar. Ben bunları şundan önemsiyorum; mesela Cumhuriyet Halk Partili belediyeler kreş açıyor bolca. Bizim hedefimiz 1000 kreş. Biz İstanbul’u aldığımızda İstanbul’daki kreş sayısını sorsam, herkes bir tahminde bulunur. Emin olun herkes yanılır. Çünkü kimsenin aklına ‘sıfır’ demek gelmez. ‘Üç’ dersin, ‘beş’ dersin ‘100’ dersin. Hiç kreş yoktu. Ve İstanbul’a 78’nci, Türkiye’ye 777’nci kreşi geçen hafta açtık. Bütün Türkiye’de hedefimiz 1000 kreş bu dönem sonuna kadar. Hedefin yüzde 77’sindeyiz. Hiç yurt yoktu İstanbul’da belediyenin. 16’ncısını orada açtık. Yine Türkiye’de 77 tane öğrenci yurdu açmış durumdayız. Bu kreşi de bu dil terapisini de bunları inanılmaz önemsiyoruz. Niye? Çocuk üç yaşında, el becerisi gelişecek. Babasının, annesinin parası varsa bir kreşe gidiyor. En iyi öğretmenlerin eşliğinde el becerisi, zihin becerisi, renkleri öğreniyor, konuşuyor, sosyalleşiyor falan. Ve ilkokula inanılmaz hazır gidiyor. Öbürünün babasının, annesinin parası yoksa hayata otomatikman ve belki de kapatamayacak bir farkla geriden başlıyor. Birine üç yıl okul öncesi eğitim veriliyor, öbürüne yok. Daha kötüsü, dilinde bir bozukluk var, ‘Z’ harfi ile ‘T’ harfi karışıyor. Buna artikülasyon terapisi diyorlar, dil terapisi. Zenginin çocuğunu hemen götürüyorsunuz artikülasyon merkezine. Bir yılan veriyorlar, bir arı veriyorlar. Arıya ‘zzz’, yılana ‘tsss’ derken dildeki hata düzeliyor. Üç yaşında. Yoksulun çocuğunu götüremiyorsunuz. O ilkokula gittiğinde artık konuşurken Z ile T’yi karıştırıyor. Öğretmen de diyor ki ‘Ya hiç fark etmediniz mi bunu? Götürseydiniz üç yaşında düzelirdi. Şimdi çok geç artık.’ Ömür boyu yanlış söylüyor artık. O yüzden böyle belediyelerin, bu hizmetleri ücretsiz verdiği yerler açılması öyle görünen dışında, bina görüyoruz biz kapı görüyoruz. ‘Aa burayı yapmış.’ Ya böyle önemli bir iş yapıyor ki bir kişinin ömrü boyunca hayatında taşıyacağı bir yükü sırtından alıyor. Veya olağanüstü zekalı bir çocuğun erkenden keşfediyor, ailesine, milletine, devletine çok faydalı çocuklar oluyor. Erkenden. O yüzden bu işler inanılmaz başarılı işler. Bunun için değerli başkanıma çok teşekkür ediyorum.”
“SALDIRILARA KARŞI MÜCADELEDEYİZ”
“153 tane kent lokantası açıldı Türkiye çapında. Hızla yayılıyor. En son Bilecik’te açmıştım herhalde, Bilecik Belediye Başkanımız da buradaydı. Her yerde çok doğru işleri, Cumhuriyet Halk Partili belediyeler yapıyorlar. Ben böyle açılışlara 19 Mart’tan sonra belli bir süredir gitmiyordum. CHP’li belediyelerde açılış birikmiş, beni bekliyor. Ben şundan gitmiyordum; büyük bir saldırı altındayız, dertteyiz, tasadayız, mücadeledeyiz. Böyle çok keyifli işler yapmayalım derken, ‘Biraz beklesin’ dedim. Eylül ayında ‘Hadi’ dediler, ‘Açıyoruz.’ Açılmayı bekleyen bin 50 projemiz var. Türkiye’de bin 50 yerde. Tabii buradaki varlığım çok daha duygusal, benim açımdan da çok anlamlı bir noktaya temas ediyor. Aslında biz bugün burada değerli kardeşim Ferdi Zeyrek’in eşi Nurcan Zeyrek’le birlikte olacaktık. Ancak dün akşam saatlerine kadar gelecekti, ama üniversitede okuyan Nehir kızımızın bir ihtiyacı yüzünden hızla İstanbul’a gitmesi gerekti. Evde ikizler var. Bugün sabahleyin mesajını gördüm, ‘Özgür ağabey ben katılamayacağım, sen çok selamlarımı söyle’ dedi. Ondan önce Uşak’tı herhalde, Ferdi Zeyrek‘le ilgili bir konser salonunu değerli Uşak Belediye Başkanımız Özkan Yalım ismini vermişti. Birlikte açmıştık. Belki bir etkinliğe buraya bir etkinliğe gelebiliriz Nehir’le, Nurcan’la, ikizlerle birlikte.”
“MANİSA’DA BİZ YÜZDE 6 DA YÜZDE 60 DA ALDIK”
“Ben Ferdi ile ilgili çok bir şey söyleyemeyeceğim. Kürsüde konuşurken o konulara girdiğimde biraz zorlanıyorum. Ferdi bizim çocukluk, gençlik arkadaşımız. Biraz önce söylendiği gibi Mimar. Ben Eczacı Odası’nda, o Mimarlar Odası’nda birlikte mücadeleler ettik. Biz Manisa’daki Cumhuriyet Halk Partili dostlarla, Ferdi ile ben Manisa’da yüzde 6 oy da aldık. Bunu bir grup toplantısında anlatırken Ferdi ayağa kalkıp alkışlamıştı. Hala o videoyu izliyoruz. Arada da diyordu ki ‘Ağabey çok güzel anlatıyorsun, bir daha anlat.’ Ruhuna değsin, anlatayım. Ben 2009 yılında rahmetli Baykal, bizim adayımız kalp krizi geçirince son 40 gün beni aday olmaya ikna ediyordu. Dedim ki ‘Geç kaldınız. Seçimi artık MHP alır. Dört ay önce adayı belli edecektik. Son güne kadar belli olmadı, şimdi de kalp krizi geçirdi.’ ‘Ol aday.’ ‘Olunmaz Genel Başkanım’ diyordum, ‘Bu seçim bitti. Bu seçimden önce de biz Manisa’da yüzde 6 aldık.’ ‘Olsun’ dedi, ‘Sen aday olacaksın, o Manisa‘yı alacaksın. Bu sefer olmazsa bir sefer o Manisa‘yı sen alacaksın.’ Biz Manisa’da Ferdi, ben, Demirhan, bütün arkadaşlarımız yüzde 6 oy da aldık; yüzde 13, 19, 23, 26, 29 da aldık. Ben Genel Başkan oldum, anket yaptırdık. ‘İyi bir adayla, Manisalı bir adayla olur’ denince zaten isim belli. Ben Ferdi’ye, ‘Benden daha Manisalı sen varsın Ferdi’ derdim, ‘Sen yapabilirsin bu işi.’ O bir ilçemize aday olmak istiyordu. Onun büyükşehiri kazanacağına bir ben, bir de burada olsaydı anlatır, hak verirdi; bir de eşi Nurcan inandık. Sonra Manisa da inandı ve son seçimlerde Manisa’da yüzde 60 aldık. Yüzde 6 da aldık, yüzde 60 da aldık.”
“BİR KİŞİYİ YAŞATMANIN EN İYİ YOLU BU”
“Böyle ilk seçimini kazanıp il başkanlığımızı yapan, sonra büyükşehir belediye başkanı oldu. Sonra bir yıl üç ay gibi bir sürede tüm Manisa’ya hem yüzde 60 oy aldığı için hem de zaten ailesi Manisa’da tanınan, bilinen bir aile ve kendisi Manisa’nın yerlisi. Ama Manisa ve civarına hizmetleri derken ölümüyle birlikte onu bütün Türkiye tanıdı. Sağ olsunlar başkanlarımın hepsi rahatsızlığından her gün aradılar, vefatında da koştular, geldiler. Ayşe Hanım, dediği gibi haberi benimle birlikte Manisa’da başhekimin odasında aldı. Mekanı cennet olsun. Çok iyi bir miras bıraktı. Şu anda da Manisa’da onun anısını yaşatmak üzere inanılmaz emekler veriliyor. Türkiye’nin dört bir yanında da stadyumlara, caddelere, kreşlere ve yaşam merkezlerine adı veriliyor. Bir kişiyi yaşatmanın en iyi yolu bu. Ferdi Zeyrek’i yaşatmanın en iyi yolu bu. Bu amaçla yapılan bu iş, gerçekten büyük bir vefa örneği. Sevgili Ahmet Ataç’a, Cumhuriyet Halk Partisi meclis grubuna, tahmin ediyorum oybirliği ile geçmiştir, tüm siyasi partilerin belediye meclis üyelerine yürekten teşekkür ediyorum. Bundan sonraki dönemlerde de halkı için çalışacak, Ferdi’nin satır aralarında vardı ‘kenti ranta değil halka açacak’, kent suçları işlemeyecek ve kentlerde yeşil alanları çoğaltacak…Ki AK Parti’ye verilmiş bir ilçe, 0,5 metrekare yeşil alan. Ahmet Ataç‘a vermişsiniz, 12,5 metrekare yeşil alan. Yani kente kendi evi, bahçesi gibi bakacak, kentin çocuklarına kendi evladı gibi bakacak, kentin büyüklerine kendi ana - babasına bakar gibi bakacak, hürmet eder gibi hürmet edecek belediyeciliğin adı; halkçı belediyeciliktir, sosyal belediyeciliktir. Bizim yaptığımız belediyeciliğin adı budur. Ferdi’yi gönüllere sokan da odur. Eskişehir‘i Türkiye’nin gözbebeği yapan da budur. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Sağ olsunlar, var olsunlar.”